Simya çalışmalarıyla beraber önemli maddeler kimyaya aktarılırken süzme, kristallendirme, çözme, mayalandırma, süblimleşme gibi ayırma yöntemleri bulunmuştur. Bunun gibi ayırma yöntemlerinden bazıları günümüzde kimya alanında kullanılmaktadır. Ortaçağ zamanında simyacılar (alşimistler) demir sülfat ve potasyum nitratı birlikte damıtarak kezzap denilen nitrik asit, demir sülfat ile yemek tuzunu birlikte damıtarak da tuz ruhu denilen hidroklorik asit elde etmişlerdir.
Simya ile yaklaşık 2500 sene ilgilenilmiştir. Simyagerler en önemli maddeyi bulmak için uğraşırken yaptıkları çalışmaların çoğunda altın kullanmışlardır. Mükemmele en yakın metalin altın olduğunu düşünmüşlerdir. Bu mükemmel maddenin ölümsüzlüğü de sağlayacağına inanılmıştır. Simyacılar ayrıca yeryüzündeki metaller ile gezegenler arasında ilişki kurmuşlardır. Altını güneşle ilişkilendirirlerken, gümüşü de ay ile ilişkilendirmişlerdir. Simyacılar evrenin dört elementten oluştuğuna inanmışlardır. Bu dört element hava, su, ateş ve topraktır. Aristo da evrenin dört elementten oluştuğunu düşünmüş ve elementlerin özelliklerini sıcak, soğuk, kuru ve ıslak olarak değerlendirmiştir.
Aristoya göre,
- Soğuk ve kuru : Toprak (Katı)
- Soğuk ve ıslak : Su (Sıvı)
- Sıcak ve ıslak : Hava(Gaz)
- Sıcak ve kuru : Ateş (Yanıcı)
birleşiminden meydana gelmiştir.
Simya İle Kimya Arasındaki Farklar
Simya ile kimya birbirinden farklı şeylerdir, aralarında farklılıklar bulunmaktadır. Kimyanın bir bilim oluşu simya ile arasındaki en büyük farktır. Kimya bilimsel yöntemler kullanır, deneyler yapar ve sistematiktir. Simya bilimsel yöntemler kullanmaz. Çalışmalarını deneme yanılma yöntemi ile yapar. Simyada sistematik bilgi birikimi meydana gelmemiştir.
Özet olarak,
- Kimya bilimdir, simya değildir.
- Kimya da sistematik bilgi birikimi vardır, simyada yoktur.
- Simya deneme yanılma yöntemi kullanır, kimya bilimsel yöntemler kullanır.
- Simyanın teorik temeli yoktur, kimyanın teorik temeli vardır.